İçki de bozuldu kap da!

Orta Doğu’da yaşayan insanların kaderi mi bu, yoksa kaderleri başka ülkelerin, insanların elinde mi?

Irak bölündü, parçalandı. Rejim değişti.

Suriye bölündü, parçalandı. Rejim değişti.

İran bir İslam Cumhuriyeti. Rejim değişikliği yok.

***

Uzun vadede İsrail’in ve arkasındaki ülkelerin nihai amacı İran’daki rejimi de değiştirmek.

İsrail İran’ın nükleer, enerji tesislerini hedef alıyor. İran ekonomisini zayıflatmaya, ülkede iç kargaşa çıkarmaya, yaşayan halkı rejime karşı kışkırtmaya, ayaklandırmaya çalışıyor.

İsrail’in yaptıkları İran rejimini değiştirmeye yetecek mi, görülecek.

***

İran ne yapıyor? İran, hak ve özgürlüklere dayalı, kadınların öldürülmediği demokratik bir rejim kurmak yerine ve insanlarının daha rahat yaşamasına harcamak varken, ürettiği füzeleri İsrail’e atıp duruyor. Nükleer konusunda yaptığı çalışmalar da cabası.

Koca koca ülkelerin zavallı liderleri ne yapıyor?

Putin, Trump’a, İran’ın tekrardan nükleer müzakere masasına dönmesi konusunda arabuluculuk yapabileceğini söylüyor.

Trump da, Putin’e, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını hatırlatarak, İsrail’in İran’a saldırısını meşrulaştırıyor.

***

Bütün bunlar olurken İsrail İran arasındaki binlerce kilometrede füzeler uçmaya devam ediyor.

İnsanlar ölüyor, çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor, kültürler yok ediliyor.

Televizyonlar, yazılı ve internet medyaları, hangi ülkenin kaç füzesi var, hangi ülkenin ordusu daha iyi, hangi ülkenin silah, askeri gücü daha iyi diye göz alıcı info grafikler yayınlıyor.

Kimse neden, niye, neyi paylaşamıyorsunuz diye sormuyor, savaşa, silahlara karşı çıkmıyor.

***

Güçlü olan kim?

Devletler, liderler, ideolojiler, planlar mı yoksa bu dünyada yaşamaya çalışan insanlar mı?

Montesquie, Yasaların Ruhu kitabında, “Devlet ilkelerini kaybetmemişse iyi olmayan pek az yasa vardır; tıpkı Epiküros’un değerli şeylerden söz ederken dediği gibi: Bozulan içki değil, kaptır” diyordu.

O dönem için tespiti doğruydu.

Günümüzde ise içki de bozuldu kap da…